Biz buyuz işte, anamızı öpenin anasını öpmez başımıza taç yaparız.
Yıllar önce, Rahmetli Turgut Özal’ın Başbakanlığında bir kanun çıkmıştı ve adı da “KDV” idi.
“Yani Katma Değer Vergisi.”
Türk halkı uygulanışı nedeniyle bu kanuna hemen bir isim taktı:
“Kazık Daima Vatandaşa…”
Benim halkım kendisini “Sevgiyle öpenleri” hiç unutmuyor ve ödüllendiriyor.
Rahmetli Özal da ödüllendirilmemiş miydi?
Ödüllendirilmiş ve Cumhurbaşkanı seçilmişti.
Aradan yıllar geçti.
Türkiye’de 31 Mart vakası yaşandı yeniden.
Adına “1 Nisan” şakası denilmesin diye de Mart ayının son günü yapılıverdi zamlar.
Hani sel önünden kütük kapma diye bir tabir vardır ya aynen öyle.
Önce elektriğe sonra da doğal gaza zam yapıldı.
Hem de öyle az buz değil ha.
Tam kazık daima vatandaşa cinsinden…
Elektrik yüzde on, doğal gaz yüzde yirmi.
Verir millet.
Milletin bu durumunu yıllar önce Tevfik Fikret de dile getirmemiş mi…
Bakın ne demiş o günlerde şair:
“Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...
Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!”
Dedik ya değişmiyor bu millet.
Kendisini öpenleri hiç unutmuyor.
Bugün bir gecede bu milleti bu kadar zor durumda bırakanları da bakarsınız Cumhurbaşkanlığı katına çıkarıverirler.
EŞİKLİK İLKESİ NEREDE KALDI
Yılbaşından bu yana hayata gelen zamları hesaplamaya kalksanız sanırım hesaplayamazsınız.
Yüzdeye bile gelmiyor.
Ancak çalışanlara, dul ve yetimlere, emeklilere yapılan zam yüzdeye geldiği gibi akılda bile kalmıyor.
Yüzde iki miydi, üç mü?
Sahi ne kadardı?
Bu ülkede Anayasa var mı?
Uygulanıyor mu?
Bu Anayasa’da eşitlik ilkesi var mı?
Yeni yapılacak Anayasa’da da eşitlik ilkesi olacak mı?
O zaman da zamlar eşitlik ilkesine aykırı mı yapılacak?
BAKANLAR KARŞI ANCAK
Hangi bakan gelirse gelsin, Samsun için söyledikleri hep aynı. Yukarıya doğru büyümek.
Bunun kentin dokusunu bozacağını önü sürüyor Sayın Bakanlar.
Ancak gelin görün ki Samsun Büyükşehir Belediyesi bu söylemleri pek de iplemiyor.
Yapılan projelere bakarsanız hep dikine, hep dikine.
Fener Plajı yakınındaki bir otelin 38 kat olmasına yasal olarak sonunda karşı çıkılmış ya, şimdi de Mert Irmağı kenarında böyle bir problem yaşanıyor galiba.
Önce izin verilmeyen bir yapıya bir ortaklıktan sonra izin verildiği söyleniyor.
Hatta bu konuda ortaklığın bile izin koparabilmek adına gerçekleştirildiği öne sürülüyor.
Sahi bu konu neden açıklanmıyor.
Orada çok katlı binayı kim yapacak?
Daha önce neden izin verilmedi?
Orada bir ortaklık kuruldu mu?
İzin, o ortaklıktan sonra mı verildi?
GÜNÜN FIKRASI
Cennetin kapısında görevli melek yeni vefat etmiş olan Temel'e "Üzgünüm ama seni içeri alabilmem için bana hayattayken yaptığın iyi bir şeyi anlatmalısın" demiş.
Temel biraz düşünmüş ve anlatmış:
"Bir grup serserinin yaşlı bir kadunun çantasunu almak istediklerini gördum. Ben de kadını kurtarmak için yanlarına gittum. Başlarındaki çocuğun motorunu devirip, yüzüne tükürdum. Yanındakilere de yaptıklarının ne kadar yanluş olduğuni söyledum."
- "Ya bu ne zaman olmuştu?"
- "Yaklaşuk üç dakika önce.."
GÜNÜN SÖZÜ
Büyük acılar kadar bizi olgunlaştıran bir şey yoktur. Alfred de Musset
DUVAR YAZISI
Bülbülü altın kafese koymuşlar, heyecandan dili tutulmuş.